Sepetiniz

  • Sepetiniz boş!
Siparişlerde ücretsiz kargo
Kolajen Nedir?
Ecomercek May 01, 2024 113

Kolajen Nedir?

Kolajen Nedir, Ne İşe Yarar?

Kıkırdak ve deri bağ dokularında bulunan kolajen, vücut için gerekli olan önemli bir proteindir. Oksijen, karbon ve hidrojenden oluşan bu proteinin içeriğinde ayrıca glisin, hidroksiprolin, prolin ve arjinin gibi amino asitler bulunur. Çoğunlukla deri, bağ ve tendon gibi lifli dokularda bulunur. Bununla birlikte kemiklerde, kıkırdakta, damarlarda, korneada ve sindirim sisteminde de kolajen vardır. Kasların %1 ila 2'si kolajenden oluşur. Kolajen faydaları vücudun pek çok farklı bölümünde görülür. Ek olarak; kolajen, vücuda en iyi kolajen hapı veya takviyesi kullanılarak alınabilir.

Kolajen Çeşitleri Nelerdir ve Nelerden Üretilirler?

Vücudun doğal olarak ürettiği kolajen, memelilerde bulunan bir tür proteindir. Kolajen ailesi, en az bir üçlü sarmal içeren 28 farklı türden oluşur. Çoğu kolajen hücre dışı matrikste tutulsa da 4 adet tip II zar kolajen, saçılma yoluyla hücre yüzeyinden salınır ve çözünebilir. Bu kolajen çeşitleri yapısal özelliklerine göre dokuların mekanik özelliklerine, işlevine ve şekline katkıda bulunur. Hücrelerle etkileşime girerek hücrelerin çoğalmasını ve farklılaşmasını düzenler. Bazı kolajenlerin ise sınırlı bir doku dağılımı ve dolayısıyla spesifik biyolojik işlevleri vardır.

Bilim insanları bakterileri ve mantarları kullanarak vegan kolajen üretme çalışmaları yapsa da günümüzde kolajen takviyeleri yalnızca hayvansal kaynaklardan elde edilir. Bunun için en çok balık ve sığırdan yararlanılır. Balık ve sığırın kolajen yönünden zengin olan dokuları ayrıştırıldıktan sonra proteinler özel işlemlerle saflaştırılır. Enzimler, saflaştırılan proteinleri parçalayarak peptitlere ayırır. Bu işlem sayesinde kolajen vücut tarafından sindirilebilir hale gelir. Peptitler ise kurutularak bir takviye formu olan toza dönüştürülür. En iyi kolajen markası, bu işlemleri doğru şekilde gerçekleştiren markalardır.

Sağladığı faydalar açısından bu iki kolajen çeşidi arasında pek bir fark yoktur. Bununla birlikte cilt için faydalı olan balık kolajeni genellikle tip I kolajenden oluşurken kemikler için faydalı olan sığır kolajenleri ise tip I ve tip II olabilir. Cilt için kolajen kullanımı ile kırışıklık görünümü azaltılırken derinin elastikiyetini koruması sağlanabilir. Bunun için balık kolajen idealdir. Evde kolajen yapımı içinse genellikle ilikli sığır kemiklerinden yararlanılır.

Kolajen Nasıl Kullanılır?

Kolajen kullanımı ürünlerin formuna göre değişiklik gösterir. Tablet formundaki ürünler günde 1-2 kez kullanıma uygundur. Toz kolajen takviyeleri ortalama 5-10 gram olmak koşuluyla su ile karıştırılarak tüketilebilir. Sıvı ya da suda kolajen takviyeleri ise genellikle hazır tüpler şeklinde ya da su ile karıştırmaya uygun konsantre formda hazırlanır. Günde 1 kez, aç ya da tok karna kullanıma uygundur.

Hangi Kolajen Tipi Neye İyi Gelir?

Farklı kolajen tipleri olsa da takviyelerde en yaygın olarak kullanılanlar tip I, tip II ve tip III'tür. Bu farklı kolajen türleri; balığı kılçıkları ile birlikte tüketmek, sakatat yemek ya da ilikli kemik suyu içmek gibi eylemlerle gıdalar yoluyla doğrudan alınabilir. İlik suyu gibi gıdalar tüketilerek sağlıklı proteinlerden faydalanılması mümkündür. Kolajen seviyesini yükseltmenin kolay bir yolu da kolajen takviyesi almaktır. Toz halinde ya da suda kolajen kullananlar, vücudun günlük ihtiyaç uyduğu miktarları karşılayabilir.

Tip 1 Kolajen Ne İşe Yarar?

Tip I kolajen, vücutta en çok bulunan kolajen türü olarak toplam kolajenin %90’ını oluşturur. Cilt, saç ya da tırnaklardaki kolajen düzeylerinin korumasında görev alır. 

Vücutta fazla miktarda bulunduğu için tip I kolajen seviyelerinin takip edilmesi önemlidir. Bu kolajen çeşidi, ortalama 25-30 yaşından sonra azalmaya başlar. Bu tip, bağ dokularında çok yaygın olarak bulunur. Bu nedenle bu kolajenin azalması ince çizgilere, derinin sarkmasına, saç tellerinin incelmesine ve tırnakların kırılmaya yatkın olmasına neden olabilir. 

Tip 1 kolajen yalnızca dış görünümle değil; organlar, tendonlar ve kemiklerle de ilgilidir. Bu nedenle herhangi bir beslenme düzeninin ya da sağlıklı yaşam rutininin hayati bir bileşenidir.

Tip 2 Kolajen Ne İşe Yarar? 

Takviyelerde bulunan diğer bir en iyi kolajen türü, tip II kolajendir. Vücutta tip I kadar bulunmasa da tip II kolajen de son derece önemlidir. Kıkırdağın ana bileşeni olarak iskelet sistemi sağlığının korunmasına yardımcı olur. Eklemlerini yoğun olarak kullanan aktif kişiler, beslenme rutinlerine tip 2 kolajen içeren gıdaları ekleyebilir.

Tip 3 Kolajen Ne İşe Yarar?

Yaygın olarak bulunan kolajen türlerinden biri olan tip III kolajen, genellikle kemik iliği gibi retiküler liflerde; kaslarda, organlarda ve atardamarlarda bulunur. Çoğunlukla vücutta tip I kolajenin yanında yer alır. 

Kolajen Çeşitleri Arasındaki Farklılıklar

Tip I ve tip II kolajen aktif bireyler için önemli rol oynayan yaygın kolajen formlarıdır. Bu tip kolajenler arasında birkaç fark vardır. Tip I kolajen bağ dokularında daha yaygın olarak bulunur. Kemikler, tendonlar ve organlar için önemli bir role sahiptir.

Tip II kolajen ise kıkırdağın ana bileşenidir. İskelet sistemi için önemlidir ve sistemin optimize edilmesine katkı sağlar. Ek olarak kolajen tip 2’nin vücutta üretilmesi kolay değildir. Bu nedenle takviye olarak alınabilir.

Kolajen Hangi Besinlerde Bulunur?

Kolajeni besinler yoluyla almanın cilt ya da eklem sağlığına doğrudan fayda sağlayabileceğini gösteren çok fazla araştırma yoktur. Kolajen midede sindirildiğinde amino asitlere ayrılır ve bunlar daha sonra vücudun proteine en çok ihtiyaç duyduğu yerlere dağılır. Bununla birlikte kolajen üretimini destekleyen birçok gıda, doğal kolajen içeriği ile genellikle sağlıklı beslenme planının bir parçası olarak tavsiye edilir. “Kolajen nelerde var?” merak edenler, aşağıdaki gıdaları beslenme rutinlerinin bir parçası haline getirebilir;

  • Kemik Suyu: Bağ dokusunu güçlendiren kemik suyu; fosfor, kalsiyum, magnezyum gibi minerallerle birlikte kolajen, amino asitler, glukozamin gibi bileşenleri içerir. 
  • Yumurta Beyazı: Yumurta, hayvansal ürünler gibi bağ dokusu içermese de içeriğinde bulunan prolin sayesinde kolajen üretimine katkı sağlayabilir.
  • Turunçgiller: Mandalina, limon, portakal gibi turunçgiller, C vitamini içerdiği için kolajen üretimine katkı sağlar.
  • Balık ve Deniz Ürünleri: Kabuklu deniz ürünleri ve balıklar, kemik ve bağ dokularında kolajen barındırır. Özellikle, genelde tüketilmeyen balık kafası ve göz bebekleri kolajen açısından zengindir.
  • Yeşil Yapraklı Bitkiler: Antioksidan özelliğe sahip olan ve kolajen içeren besinler arasında bulunan yeşil yapraklı bitkiler hem sağlıklı beslenmeye hem de kolajen miktarının artmasına katkıda bulunur.
  • Kuruyemişler: Çinko yönünden zengin ceviz, ayçiçeği, kaju gibi kuruyemişler, vücudu kolajen üretmeye teşvik edebilir.

Bazı yüksek proteinli gıdalar ise kolajeni oluşturan glisin, prolin ve hidroksiprolin amino asitlerini içerdiği için kolajen üretimini destekleyebilir. Bunlar arasında balık, kümes hayvanları, et, yumurta, süt ürünleri, baklagiller ve soya bulunur.

Kolajen üretimini ayrıca çinko içeren kabuklu deniz hayvanları, baklagiller, etler, kabuklu yemişler, tohumlar ve tam tahılı gıdalar ile C vitamini içeren narenciye, çilek, yeşil yapraklı bitkiler, biber ve domates de destekleyebilir.

Kolajen Etkisini Ne Zaman Gösterir?

Klinik çalışmalar, kolajenin etkisini göstermesi için en az 3 ay geçmesi gerektiğini gösteriyor. Düzenli olarak ve ara verilmeden alınan kolajen takviyeleri sayesinde kolajen miktarında ve deri elastikiyetinde artış ve kırışıklıklarda azalma görülebilir.

Günlük Kaç Mg Kolajen Alınmalıdır?

Günlük alınması gereken en iyi kolajen takviyesi miktarı 10.000 mg ya da 10 gr’dır. Ancak takviyelerde bulunan kolajen miktarı 10 gram olabileceği gibi 1 gram da olabilir. Doz seçimi, genellikle kolajenin kullanım amacı ile ilişkilidir. Doğru dozla kullanıldığında kolajen yan etkileri yoktur.

Cilt problemlerinin iyileştirilmesini sağlayan tip 1 ve tip 3 kolajen çeşitleri tablet, toz, sıvı, şase, jel ya da çiğnenebilir formda olabilir. Farklı formlar sayesinde kolajen kullanımı kolay olur. Likit ya da sıvı kolajen, herhangi bir hazırlık aşaması olmadan doğrudan alınabilir ve pratik kullanım sağlar. Toz takviyeler ise sıcak ve soğuk içecekler ya da su ile karıştırılarak tüketilir. Toz takviyelerin sıkıştırılmış formu olan kolajen tabletler de su ile doğrudan yutularak alınır.

Kolajen, cilt bakım ürünlerinde de bulunabilir. Kolajen serum şeklinde olduğunda cilde doğrudan uygulanabilir. Kolajen krem çeşitleri de serum ve maskeler gibi doğrudan uygulanabilen ürünler arasında bulunur. Kolajen jel ise genellikle nemlendirme özelliğine de sahiptir.

Yaşlara Göre Kolajen Kullanımı ve Sıklığı Nasıl Olmalıdır?

Kolajen, genellikle 25-30’lu yaşların ardından vücutta azalmaya başlar. Bununla birlikte yaşa göre kolajen kullanımında doz ayarının yapılması gerekir. 30-50 yaşları arasında 3 aylık periyotlarla yılda 2 kez kullanılabilir. 50 yaşın üzerindeki bireyler ise yine 3 aylık periyotlarla yılda 3 kez kolajen hapı kullanabilir. Haplarla birlikte kolajen tozu kullanımı da uygundur.

Kolajen Eksikliği Nasıl Belli Olur?

Kolajen cilde faydaları ile öne çıkan bir proteindir. Kolajen kullananlar ciltlerini korumakla birlikte vücuttaki farklı sistemlerin de düzgün çalışmasını sağlayabilir. Kolajen eksikliğinde aşağıdaki belirtiler ortaya çıkabilir:

  • Cilt kırışıklıkları
  • Kasların yavaş iyileşmesi
  • Gastrointestinal problemler
  • İncelen ya da sönükleşen saçlar
  • Eklem ağrıları
  • Yaraların yavaş iyileşmesi

Kırışıklıklar, cildin kolajen kaybının doğrudan bir sonucu olan elastikiyet kaybının belirtisidir. Bununla birlikte kırışıklıklar mutlaka bir eksiklik olduğu anlamına gelmese de özellikle 20’li yaşlarda oluşan kırışıklıklar kolajen eksikliğinin göstergesi olabilir. Bunun nedeni, cildin %70-80'inin kolajenden oluşmasıdır. 

Düzenli olarak egzersiz yapan aktif kişiler, kas iyileşmesiyle birlikte ağrılardan muzdarip olabilir. Kolajen, kasları onarmak için çalışır ve ayrıca kas esnekliğine yardımcı olur. Kolajen eksikliğinde ise kaslar uzun sürede iyileşmekle kalmaz, kas kütlesi de kaybedilebilir.

Kolajen, sağlıklı saçlar için gerekli besinleri sağlayan saç köklerinde bulunur. Kolajen eksikliği saçların daha ince ve mat görünmesine yol açar. Ayrıca vücudun serbest radikallerle eskisi kadar iyi savaşamayacağı anlamına gelir. Bu durum, saç dokusunun tahrip olmasına ve saçların daha parlaklığını kaybetmesine neden olabilir.

Diğer Vitaminler ile Kolajen Kullanımı

Kolajen üretimine destek olması amacıyla kullanılan çoğu takviyede kolajen markaları tarafından vitaminlere de yer verilir. Özellikle C vitamini, üretimin desteklenmesine katkı sağlayabilir. Kolajen hapları ve toz formundaki ürünlerde vitamin takviyesi de bulunabilir.

Vücutta var olan kolajenin korunması içinse A vitamini türevi olan retinol kullanılabilir. C vitamini içeren serumlarla birlikte retinolün etkisi daha da artırılabilir ve kolajen yıkımı minimuma indirilebilir. Eklemler için en iyi kolajen markası arasında bulunan markalar, vitaminlerle zenginleştirilen sığır kolajen ürünleri ile kullanımı teşvik edebilir.